Urla Albay Çolak İbrahim Bey İlkokulu’nda yaşanan veli saldırısı, sadece bir okul değil, bir eğitim camiasını derinden yaraladı. Geçen Salı günü gerçekleşen bu üzücü olay, eğitim emekçilerinin maruz kaldığı şiddet gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bugün ise Urla’nın eğitim bileşenleri, bu saldırıya karşı güçlü bir tepki ve dayanışma mesajı vermek için bir araya geldi.
Eğitim-İş, Eğitim-Bir-Sen, Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen ve Hürriyetçi Eğitim-Sen temsilcilikleri, Albay Çolak İ.B. İlkokulu Okul Aile Birliği ve Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube’nin katkılarıyla düzenlenen basın açıklamasında, “Eğitimde Şiddete Hayır” sloganları yankılandı. Bu slogan, yalnızca bir talep değil, aynı zamanda bir isyan çığlığıydı.
Eğitim Camiası Tek Ses: Şiddetin Bahanesi Olamaz
Basın açıklamasını Eğitim-İş Urla Başkanı H. Cemil Doğru ve Eğitim-Sen Başkanı Fatma Lafçı birlikte okudu. Okul Aile Birliği Başkanı’nın, “Şiddetin hiçbir bahanesi olamaz” diyerek yaptığı vurgulu konuşma ise eylemin hafızalara kazınan anlarından biri oldu. Eğitim emekçilerinin, yalnızca eğitim hakkını savunmakla kalmayıp kendi fiziksel ve ruhsal güvenlikleri için de mücadele etmek zorunda kalmaları ne kadar acı bir gerçeği ortaya koyuyor, değil mi?
Siyasi Partilerden STK’lara Geniş Katılım
Eyleme siyasi parti, oda ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılması, bu sorunun yalnızca eğitimcilerin değil, tüm toplumun sorunu olduğunu bir kez daha kanıtladı. “Eğitimde Şiddete Hayır” pankartını taşırken gözlemlenen birliktelik, şiddete karşı verilen mesajın gücünü artırdı. Türk Eğitim-Sen Temsilcisi Süleyman Akcan, Hürriyetçi Eğitim-Sen Temsilcisi İlker Kaptan ve Eğitim-Bir-Sen Temsilcisi Fatih Çaylak’ın birlikte hareket etmesi ise özellikle dikkat çekiciydi.
Şiddetin Normalleşmesine İzin Verilmemeli
Eğitimcilerin maruz kaldığı şiddetin yalnızca bireysel olaylar olarak görülmesi, toplumsal bir çözümü mümkün kılmıyor. Bu nedenle, bugün Urla’da verilen güçlü mesaj, ülke çapında yankılanmalı. Şiddet, yalnızca eğitimcileri değil, geleceğimizi de tehdit ediyor. Çünkü şiddet ortamında öğrenmenin, eğitimin ve gelişimin mümkün olmadığını biliyoruz.
Yetkililerden beklenti, bu tür olayların tekrarlanmaması adına caydırıcı önlemlerin hayata geçirilmesi. Bugün burada atılan sloganlar ve taşınan pankartlar, yalnızca birer tepki değil, aynı zamanda daha güvenli bir eğitim ortamı için atılan adımlardı.